top of page
img_3359_1944x_edited.jpg

Meriç
Altın

Sadekar

2012 yılında Kapalıçarşı’nın gizli saklı hanlarında gezinirken bir sadekar ustasının dükkanına rastladım ve kendisinden izin isteyip onu 1 hafta boyunca izledim. Bu sıra dışı deneyim beni derinden etkilemiş olacak ki yıllar sonra, babamın hediye ettiği bir yüzüğün vesile oluşuyla yine Kapalıçarşı’ya gelerek Mahreç Sanatevi’nde Ermeni ustalardan eğitim alarak sadekarlık ve taş mıhlama zanaatlerinde temel bir seviyeye ulaştım.

Yaptığım çalışmalarda aradığım belli bir çizgi olmamasına karşın, bir şekilde kendiliğinden bir tarz oluştu. Çalışırken en çok ateşle ortaya çıkan ve sonrasında şekil verdiğim işlerden etkileniyorum. Ateş dönüşümün simgesidir ve bizim mesleğin en önemli elementidir. Metal üzerinde çalışıyorum ve onun sertliğini ateşle dönüştürmek, onu yontmak, yumuşak kalıplarla çalışırken anlaşılması mümkün olmayan bir deneyim.
İnsanların bedenlerine severek takmalarını arzu ederek yaptığım bu takıların, onlarla birlikte yaşayacak, anlam kazanacak ve belki de onlara kendileriyle ilgili bir şeyler söyleyecek nesneler olduğunu hissediyorum. 

bottom of page